31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6306 sayılı Kanuna göre; eğer Bakanlık tarafından risk tespiti yapan ve risk raporu veren kuruluş, bina ve site için “ekonomik ömrünü tamamlamış” olduğu konusunda bir rapor verir ve rapor Bakanlıkça onaylanırsa; bu aşamadan sonra eskiyen yapılarda arsa payı sahipleri yeniden yaptırma, müteahhit seçimi, yeni dairelerin büyüklüğü gibi konularda artık üçte iki çoğunlukla karar verilebilmektedir. Bu şekilde ekonomik ömrünü tamamlamış olan apartman veya sitede yeniden yapım için tüm maliklerinin muvafakati aranmamakta, yeniden inşa sadece bir veya iki daire veya dükkân sahibinin karşı çıkmasıyla engellenememektedir.
Böylelikle ülke genelinde kamu sağlığını ve güvenliğini tehdit eden eskimiş, ekonomik açıdan ömrü tükenmiş, hatta depreme karşı da dayanıksız olan binaların yıkılıp yeniden yapılmalarının, yenilenmelerinin önündeki “oybirliği” engeli kaldırılmıştır.
6306 sayılı Yasaya göre, risk tespiti yapan belediye, üniversite veya risk tespit lisansı olan şirketler; binaların deprem halinde ağır hasar göreceği veya yıkılma riski olduğuna yönelik veya binanın ekonomik ömrünü tamamladığına ilişkin bir rapor oluşturduktan sonra durumu, il müdürlüğüne bildirilmektedir. İl müdürlüğü de raporu tapuya, ilgili belediyeye ve Bakanlığa bildirmektedir.
Tapu müdürlüğü raporu daire ve dükkan sahiplerine bildirdikten sonra malikler 15 gün içinde ilde bulunan itiraz teknik heyetine itiraz edebiliyorlar. Yaklaşık 15 günlük rapora itiraz süresinin içinde veya sürecin sonunda daire sahiplerine riskli binayı yıkmaları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya İl müdürlüğünce 60 gün süre verilmektedir. Bu sürenin sonunda yetkililerce yıkılmadığı tespit edilen binalara 30 gün daha ek süre verilerek yıkılması istenmekte ve sürenin sonunda devletçe bina yıktırılmaktadır.
Özellikle eskiyen apartman ve sitelerin yenilenmesinde; risk raporu başvurusundan başlamak üzere altı-yedi aylık bir süreçte bina Devletçe yıkılmak zorunda kalabilecektir.
Teknik heyetin itirazı uygun bulması dışında, süreç bir daha durdurulamaz. Belediyeler ve Devlet can kaybı riski olduğu için riskli binada vatandaşın oturmasına bile bile izin veremez. Kanunun ve Yönetmeliğin mevcut haline göre; yıkımın geciktirilmesi yönünde takdiri ek süreler Devletçe verilemez. Çünkü bir deprem olursa ek süre veren veya binanın boşaltımını yapmayan kamu görevlileri ve yöneticileri taksirle adam öldürmekten; görevi ihmal suçlarından hapisle yargılanırlar. Bir de ölenlerin yakınlarının desteğinden yoksun kalma tazminat davalarıyla karşı karşıya kalırlar.